26 Mayıs 2015 Salı

5N1K

Karışık kafaların 5N1K’sı.

Ne?

Taarruz. Muhatap kitleniz belli. Kendilerini –ama İslami, ama gayr-ı İslami yaşam süren- erkek olarak tanımlayan,  sabahın köründe yarı baygın işe giden, akşamın darında, yanındaki tutamaçtan tutan adamın bıyıkları, yanağına sürüle sürüle toplu taşımayla evine gelene de; şirket ortaklığı ayarında evlilik veya birliktelik – ki bu haramdır -  yaşayan ve ihmaller içinde intiharlara gebe olana da taarruz.

Ne zaman?

Her zaman. Yolculuk yaparken, alışveriş esnasında veya yağmur yağarken … Zamanla kısıtlamadan erkek egemen topluma ayar vermeli. Yan masada oturan abilerin söyledikleri duyulduğu anda irite etmeli, ortanca abinin akşam eve gelince ettiği nasihatleri tiksindirmeli. Çünkü erkekler kadınlara bir nasihat, bir tavsiye veya eleştiri getirmemeli.

Nerede?

 Erkek ırkının nefes alıp verdiği her yerde. Metrobüs olsun, kampüs olsun, Çarşamba pazarı olsun… Erkeğin kadın hayatına müdahalesi fiili zaten olamaz, içinden bile geçmemeli. Yer verirken bile art niyet güden erkek ırkına ters ters bakmalı, bakamasak bile bakmış kadar olmalı.

Nasıl?

Ölümüne. Ölümüne nefretle. Sanki pahalı eşarplar takıp instagram’da dudak büzüştüren hem cinslerini erkek ırkı kışkırtıyormuşçasına nefretle.

Niçin?

Allah’tan ümit kesilmez, umulur ki erkek ırkı yok olsun. Çünkü en mahrem halini bağıra çağıra aile efradına ifşa etmeyi marifet bilen lise mezunu olmakra rüşde ermeyi bir tutan kadın mutlak egemen olmalıdır. Yok sayılmamalı, kendisine sonsuz saygı duyulmalı.

Kiminle?

Tabii ki karşı cinsin açığını yakalayan herkesle. Öncelikle kendimizle, kadınlığımızla. Bir hatayı herkese maletmek isteyen herkesle. “Bacım kusura bakma” diyenin kadını aşağıladığını varsayan herkesle.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder