Karışık kafaların 5N1K’sı.
Ne?
Taarruz. Muhatap kitleniz belli. Kendilerini –ama İslami,
ama gayr-ı İslami yaşam süren- erkek olarak tanımlayan, sabahın köründe yarı baygın işe giden,
akşamın darında, yanındaki tutamaçtan tutan adamın bıyıkları, yanağına sürüle
sürüle toplu taşımayla evine gelene de; şirket ortaklığı ayarında evlilik veya
birliktelik – ki bu haramdır - yaşayan
ve ihmaller içinde intiharlara gebe olana da taarruz.
Ne zaman?
Her zaman. Yolculuk yaparken, alışveriş esnasında veya
yağmur yağarken … Zamanla kısıtlamadan erkek egemen topluma ayar vermeli. Yan
masada oturan abilerin söyledikleri duyulduğu anda irite etmeli, ortanca abinin
akşam eve gelince ettiği nasihatleri tiksindirmeli. Çünkü erkekler kadınlara
bir nasihat, bir tavsiye veya eleştiri getirmemeli.
Nerede?
Erkek ırkının nefes
alıp verdiği her yerde. Metrobüs olsun, kampüs olsun, Çarşamba pazarı olsun…
Erkeğin kadın hayatına müdahalesi fiili zaten olamaz, içinden bile geçmemeli.
Yer verirken bile art niyet güden erkek ırkına ters ters bakmalı, bakamasak
bile bakmış kadar olmalı.
Nasıl?
Ölümüne. Ölümüne nefretle. Sanki pahalı eşarplar takıp
instagram’da dudak büzüştüren hem cinslerini erkek ırkı kışkırtıyormuşçasına
nefretle.
Niçin?
Allah’tan ümit kesilmez, umulur ki erkek ırkı yok olsun.
Çünkü en mahrem halini bağıra çağıra aile efradına ifşa etmeyi marifet bilen
lise mezunu olmakra rüşde ermeyi bir tutan kadın mutlak egemen olmalıdır. Yok
sayılmamalı, kendisine sonsuz saygı duyulmalı.
Kiminle?
Tabii ki karşı cinsin açığını yakalayan herkesle. Öncelikle
kendimizle, kadınlığımızla. Bir hatayı herkese maletmek isteyen herkesle.
“Bacım kusura bakma” diyenin kadını aşağıladığını varsayan herkesle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder