KADINLARIN EN BÜYÜK İMTİHANI
Turşu blog’un açıldığı ilk
günlerde “acaba millet blog hakkında ne yazmış” merakı ile turşu blog’u
twitterda arattım. Olumlu olumsuz birçok eleştiriye şahit oldum. Lakin en çok
şaşırdığım durum, turşu blog’un kadın takipçilerinden feministlerin rahatsız
olmasıydı. Yani onlardan farklı düşünen bir topluluk ve cinsiyetine ihanet eden
bir şebeke vardı. Sonra biraz düşündüm ve erkek ve kadının en büyük ortak
noktasının kadınlar olduğuna kanaat getirdim. Çünkü iki cinsinden en büyük
imtihanları bu terim üzerindendi.
Bu tespitimi kuvvetlendirmek
adına birkaç örnek vermek istiyorum. Mesela giyim konusunu ele alalım. Çoğu
erkeğin giyim tarzını aslında kadınların istedikleri tarz belirliyor. Kısa
kollu gömlek giyen erkeğin dışlanması kadınların oyunlarından başka bir şey
değildir. Bu apaçi diye nitelendirdiğimiz erkeklerin giyiminde de o mizaçlı
kadınların etkisi göz ardı edilemez. Lakin kadınların giyim tarzı, kendi
hemcinslerinin beğenmesiyle yahut beğenmemesiyle değişkenlik gösteriyor. İki
erkek tabiri caizse pişti olunca bir sıkıntı çıkarmazken kadınların o ortamı en
kısa sürede terk etme azimleri bu durumun apaçık kanıtıdır.
Kıyafet demişken biraz tesettür
hakkında bir şeyler söylemek istedim. Doğru ya da yanlış tesettür değil de
kadınların bu durumda da birbirlerini nasıl etkiledikleri hakkında birkaç
kelamım olacak. Malumunuz ki 2002 yılından itibaren Anadolu’nun muhafazakâr
halkı kızlarını okutmaya başladı. Okullardaki tesettürlü kadınlarımızın sayısı
arttı. Tesettür hakkındaki önyargılar teker teker kırılırken önceleri bu duruma
cesaret edemeyenler de tesettüre bürünmeye başladılar. Bu noktaya kadar her şey
olumlu ve gayet güzel ilerliyordu. Lakin nefsinin, feminist(!) hocaların
tuzağına düşen bazı kadınlar tesettürün adına aykırı hareket ederek işi iyice
zıvanadan çıkarttılar. Yukarda verdiğim olumlu örnek gibi bu olumsuz örnek de
taraftar buldu ve iyice yayılmaya başladı. Kadın en büyük imtihanı olan
kendisiyle baş edememişti ve arkadaşlarına bu zorlu sınavda yanlış kopyalar
vermişti.
Demek istediğim şudur ki aslında
bu blog’da erkekler tarafından yazılan yazılar feministler tarafından fazla
ciddiye alınmayacaktır. Kadın kendi kendisiyle imtihan olduğu gibi yine
kendisini, kendi cinsinden bir el tutarak kurtarabilecektir. O yüzden buradaki
kadın yazarlara çok iş düşmekte. Onları bu çukurumdan belki de sadece siz
kurtarabilirsiniz. Biz ise ataerkil ve eril bir yazılarımıza devam ederiz.
Selametle.
yazıya nereden başlasam ki! feministliği çukurum olarak ifade edişiniz, tesettürün bu hali almasının kendi çapınızda bulduğunuz sebebi (ki onun adı da feminizm), ve yazınızın ataerkilliği belirten cümlelerle son bulması.. sizi düşünmeye davet ediyorum sayın turşubey!
YanıtlaSil