13 Mayıs 2015 Çarşamba

maskulist manifesto



yeryüzünde hiç bir akıllı kadın yoktur ki eşitliği istesin, bu izm’e olan bağlılığı ise sadece ideolojik söylentilerin gazına gelmesinden, çökmüş rejimde zihinlerin bulanması sonucu debelenmesinden, multikültürel yozlaşmaya maruz kalmasından ve kendini bir yere (cumhuriyet, demokrasi, sosyalizm, islam) konumlandırmak zorunda hissetmesinden (yahut hissettirilmesinden) ileri gelmiştir.

evet kadın kadındır, erkek de erkek… kadının kadın, erkeğin de erkek oluşunu ihsan sabri çağlayangil bile izah etmiş vakti zamanında. aslında bu başlığa neutral manifesto diyecek idim amma ve lâkin ki duruş itibariyle nötr olarak suçlanmaktan korktum. duruşumu başlıkla evvelâ belli edeyim dedim.

feministler ikiye ayrılır, ikiye ayrılanlar da kendi aralarında ikiye ayrılır, ikiye ayrılmalar en son kendilerinin de ikiye ayrılmalarına dek devam eder. bu cenahtan öyle gruplar türemiştir ki son reddede: “kadın kadındır, erkek tamamlanmamış kadın.” diyenler bile çıkmıştır. tabî onlar da ikiye ayrılmış (daha doğrusu onları ikiye yarmışlar) sonradan.




çok oturgaçlı götürgeçteyim, orta kapının yanında, gidiş istikâmeti yönüne bakan tek oturgaçlı kısımda. karşımda bir abla belirdi, ayakta bekliyor, muhtemelen otuz yaşlarında, takım elbise giymiş, elinde deri çantası vardı. sarsıntıyla ilerleyen çok oturgaçlı götürgeçte gözleri üzerine toplamayı başardı kısa zaman içerisinde, dikkatler buradaydı. takım elbiseli hanımefendi hazretleri bana kaşlarını çatarak baktı, ben de camdan yansımama baktım, içimden “tipimde bir anormallik yok” diye geçirmişken mevzuyu çaktım. abla yer istiyor. tabî ki de yer vermedim. istedi, gene vermedim. “hani biz eşittik?” dedim. abla anlamadı. “eşitlik beraberinde bedel gerektirir.” dedim. gene anlamadı. anlamadığına üzüldüm çünkü sosyal adâlet kavramını temellerinden sarsan bir eylem planlamıştım ben orada. erkekler neredeyse üzerime yürüyordu, kadın göz hareketiyle bütün erkekleri üzerime saldırtmayı başarmıştı! “-terbiyesiz, -densiz, -gençlerde utanma kalmamış, -hiç utanma yok mu sizde.” velhâsıl homurtular arasında bir kişi kalkıp yer verdi hanımefendiye, buyur etti, saniyesinde bütün erkekler ayakta idi, herkes yer veriyor dansa dâvet eder gibi, kadın da şımardı, förstleydi moduna girip şanslı erkeğini seçiyordu.

feminizm cinsiyetler arasında eşitlik gerektiriyorsa bunu isteyen feministlerle eşit şartlarda çalışalım. erkekler ezilmesin. sömürülmesin.

feminizm hareketine ilk ismini veren kişi bile erkek. 1800’lü yıllarda fransız feylesof charles fourier, gene bir çay ocağında o felsefi akım senin bu felsefi akım benim muhabbeti yaparken bulmuş. ilk kadın hakları toplantısı ise 1848’de, amerika’nın new york eyaletinde kadınların içeriye alınmadığı bir salonda gerçekleşmiş.

islami ölçülerde kadınlığı yaşayıp baştâcı edilmek varken, ne gerek var bunca gürültüye patırtıya? di mi? di.



@olumvarhaci

4 yorum:

  1. Bütün insanlar eşittir ama bazı kadınlar daha eşittir Hacı bey ne sandın ;)

    YanıtlaSil
  2. İslami ölçülerde kadınlığı yaşayıp baştacı edilmeyen bir sürü kadın varken bunu bu kadar nasıl soyleyebiliyorsunuz???

    YanıtlaSil
  3. İslami ölçülerde kadınlığı yaşayıp baştacı edilmeyen bir sürü kadın varken bunu bu kadar nasıl soyleyebiliyorsunuz???

    YanıtlaSil
  4. İslami ölçülerde kadınlığı yaşayıp baştacı edilmeyen bir sürü kadın varken bunu bu kadar nasıl soyleyebiliyorsunuz???

    YanıtlaSil